Blog

Selülit; dolaşım ile ilgili problemler, dengesiz beslenme ve çevresel faktörler etkisiyle bacaklarda portakal kabuğu görüntüsü oluşmasıdır. Selülitlerin giderilmesi için yapılan selülit masajı ile...

Selülit; sağlıksız beslenme, aşırı tuz tüketimi, genetik ve hormonsal faktörler, bağ dokusu zayıflığı, yaş alma, cilt yapısı, yaşam tarzı, aşırı kafein tüketimi gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan bir sağlık sorunudur.

Vücudumuzun estetik açıdan en önemli bölgelerinden biri göz çevresidir. Parlak, canlı görünen göz çevresi kişiye sağlıklı ve genç bir görünüm kazandırır.

Göz çevresinde bulunan kılcal damarlardan cilt altına vücut sıvılarının sızması sonucunda hemosiderin pigmenti birikerek göz altı morluklarının oluşmasına neden olur.

Eğer selülit sorununuz varsa ve profesyonel bir yardım alamıyorsanız ev şartlarında da selülit masajı uygulayabilirsiniz.Evde selülit masajına başlamadan önce kendinize; rahat, sakin, huzurlu bir ortam hazırlamanızı öneririz.

Göz altı morluklarını tedavi için evde yapabileceğimiz uygulamalar...

Belirli sürelerle yapılan diyetlere ve düzenli egzersizlere dirençli olan bölgesel yağlardan tek seansta kurtulmak mümkün. Basen ve bel gibi bölgesel yağların yakılmaya dirençli olmasının yanı sıra disiplinli bir diyet ve egzersiz planı da istenilen vücuda ulaşmaya yardımcı olmayabilir.

İlerleyen yaş, genetik ve çevresel faktörlerin (sigara, hava kirliliği) etkisiyle, üst ve alt göz kapaklarında, ciltte incelmeler, gevşemeler ve sarkmalar meydana gelir. Üst göz kapağında oluşan cilt sarkmaları görme zorlukları meydana getirirken estetik açıdan sıkıntılarda oluşturur.

Dudak dolgusu, yapısal olarak ince olan veya yaşlanmaya bağlı olarak dudaklarda hacim kaybı yaşayanlara doğal duran ve istenilen formu kazandıran bir kozmetik işlemdir.

İnsan yüzünde burun, en dikkat çekici organlardan biridir. Burunda görülen bozukluklar kişinin ruhsal sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Sağlık ve estetik açıdan önemli olan burun estetiği, cerrahi müdahaleler ile gerçekleştirilmektedir. Ameliyat olmak istemeyen, ameliyattan korkan kişilerin tercih ettiği ameliyatsız burun estetiği seçenekleri arasında yer alan burun dolgusu ile burun şekli düzeltilebilmektedir.

Hyaluronik Asit kullanılarak yapılan burun dolgusunun kalıcılığı 1- 1.5 yıl olarak tanımlanır. İkinci tekrarda bu süre uzar. Üçüncü tekrarında ise süre daha çok uzar.

Burun dolgusunda fiyatları etkileyen faktörler: Burnun yapısındaki bozukluk, İstenilen burnun özellikleri, Uygulama yapılacak bölgenin alanı ...

Selenyum, vücudumuzun yaşamsal faaliyetler için ihtiyaç duyduğu birçok gıdada doğal olarak bulunan bir elementtir. Hayvan ve insan dokusunda bulunan, iskelet kasında depolanan selenyum, insanlar ve hayvanlar için önemli bir mineraldir.

Ozon; üç oksijen atomundan oluşan, oda sıcaklığında renksiz ve keskin kokuya sahip uyarıcı bir gazdır. Ozon tedavisi ile hastaların dolaşım sistemlerine ozon ve oksijen karışımı uygulanır. Peki bu tedavi kansere yardımcı olabilir mi?

Yaşlanma, Ozon tedavisi sadece hasta kişilere uygulanan bir tedavi değildir. Hem genç hem de yaşlı kişilerde hücre, doku ve organların sağlıklı olarak korunabilmesi çok önemlidir.

Tiroid bezi, soluk borusunun ön kısmında ortada yer alan ve şekli kelebeğe benzeyen bir iç salgı bezidir. Tiroid bezinin temel görevi, vücut metabolizmasını ayarlayan T3 ve T4 adlı tiroid hormonlarını üretmek ve bunu kan dolaşımına salgılamaktır.

Ameliyatsız göz kapağı estetiği, çevre dokulara zarar vermeyen bir uygulamadır. Yaşlanmaya bağlı olarak göz kapağında meydana gelen sarkma, kırışıklık, çizgi ve torbalanmalar bu uygulama ile giderilebilir.

Sağlığın aynası olan cilt; oldukça hassas bir yapıya sahiptir, bakım ve ilgiye muhtaçtır.

Diyabet yani şeker hastalığı, pankreastan yetersiz düzeyde insülin hormonu salgılanması ile ortaya çıkmakta ve böylece kan şekeri yükselmektedir

Ozon tedavisi, diyabetin yani şeker hastalığının en önemli patogenetik mekanizmaları üzerinde etkili olduğundan şeker hastalığı ve yan etkilerinin tedavisinde oldukça etkili bir yöntemdir.

Ozon yağı, yüksek miktarda antioksidan içermesinden dolayı hem cilt hem de saç bakımında oldukça faydalı sonuçlar vermektedir. Bir çok cilt sorunu için güvenle kullanılabilen doğal bir yağ olan ozon yağı cilde uygulandığında nemlendirici etki sağlamaktadır.

Ozon tedavisi, diyabetin yani şeker hastalığının en önemli patogenetik mekanizmaları üzerinde etkili olduğundan şeker hastalığı ve yan etkilerinin tedavisinde oldukça etkili bir yöntemdir.

Ozon terapi, dolaşım bozuklukları, viral hastalıklar ve romatizmal hastalıklar ile kanser gibi tedavisi çok zor hastalıklarda da destek tedavisi için güvenle kullanılabilir.

Enerji tıbbı olarak da bilinen Frekans uygulaması ile vücudumuza zarar veren frekanslar, uygulamada kullanılan özel cihazlar aracılığı ile olumlu yönde değiştirilir. Birbirinin tam tersi iki manyetik alan karşılaşınca nötrleşir.

Frekans Uygulaması, vücudumuzda var olan frekanslar aracılığıyla hastalıklara savaş açan bir yöntemdir. Ağrısız ve yan etkisiz bu yöntem sayesinde başta kanser olmak üzere birçok hastalıkta başarılı sonuçlar görülmektedir.

Epilepsi genellikle çocuklarda görülen nörolojik bir rahatsızlık olup beynin anormal şekilde çalışmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum, beynin sinir hücrelerinde meydana gelen geçici elektriksel anormalliklerden kaynaklanmaktadır.

Ozon uygulaması, sağlığı korumak ve kaybedilen sağlığı geri kazandırmak için uygulanan doğal bir tedavi yöntemidir. Tüm tedavi yöntemlerine destek olarak veya soruna göre tek başına da uygulanabilmektedir.

Canlı ve cansız tüm varlıkların özel frekansları bulunmaktadır. İnsan vücudunun da kendine özgü frekansları vardır. Bu frekanslar zamanla kişilerin yaşam tarzından, tükettiği gıdalardan, zararlı alışkanlıklardan hatta solunan havadan bile etkilenerek değişmekte ve bozulmaktadırlar.

İmaj söz konusu olduğu zaman herkesin kendinde dikkat ettiği bölgeleri vardır. Bazı insanlar için gözleri önemliyken bazıları için burun ve dudakları önemli olabilmektedir.Boynun sık görülen estetik problemleri arasında yatay boyun kırışıklıkları, kıvrımlı cilt, askıda kıvrımlı deri sarkması, çift çene ve çene hattını bozan aşırı yağ dokusu ve platismal bant sayılabilir.

Bir bölgenin uzun süreli ve sürekli basınca maruz kalması ile oluşan yaralar, bası yarası olarak adlandırılır. Bası yarası halk arasında “yatak yarası” olarak da bilinirken tıptaki ismi “dekübitüs” veya “dekübit”tir.

İnsan vücudunun doğal olarak yaydığı titreşimleri esas alan frekans uygulaması yöntemi birçok hastalıkta destek tedavi olarak İnsan vücudunun doğal olarak yaydığı titreşimleri esas alan biorezonans yöntemi birçok hastalıkta destek tedavi olarak kullanılabilmektedir.

Yaşlanma, insanlar için kaçınılmaz bir süreç olup cilt yaşlanmasının en önemli nedenlerinden biri, serbest radikaller ve oksidatif stresin hücrelerde yarattığı hasardır.

Kendisinden alınan başarılı sonuçlarla son zamanlarda adından sıkça söz ettiren ozon tedavisi; doğal, son derece kısıtlı yan etkiye sahip, güvenilir ve çok nadir istisnalar dışında herkese uygulanabilen bir destek tedavi seçeneğidir.

Etkinliği kanıtlanmış ve güvenilir bir destek tedavi uygulaması olan ozon tedavisi yüzlerce hastalıkta olduğu gibi göz hastalıklarında uygulandığında da oldukça yüz güldürücü sonuçlar vermektedir.

Hem sağlıklı hem de belirli bir rahatsızlığı olan kişilerin vücuduna belirli yöntemlerle ozon gazı verilmesini ifade eden ozon tedavisi, uzun yıllardır uygulanan ve güvenilirliği ile etkinliği kanıtlanmış olan bir destek tedavi uygulamasıdır.

Vücudun, buna elverişli olan herhangi bir yerinde ortaya çıkabilen fistül, vücuttaki boşlukların veya içerisi boş olan organların birbirleriyle veya ciltle birleşmesi olarak tanımlanabilir.

Tıp alanında ilk olarak dezenfeksiyon amacıyla kullanılmaya başlanan ozon, 1900’lü yılların başından itibaren çeşitli hastalıkların tedavisi amacıyla uygulanmaya başlanmıştır.

Böbrek enfeksiyonu temel olarak böbrek inflamasyonu yani böbrek iltihaplanmasıdır. Böbrek enfeksiyonun nefrit ve idrar yolu enfeksiyonu gibi türleri olduğu gibi nefritin de kendi içerisinde türleri bulunmaktadır.

Üç oksijen atomundan oluşan ve gücünü hayat kaynağı oksijenden alan ozon, tıp alanında bir destek tedavi olarak uygulanmaya başlandığı andan itibaren etkin bir şifa kaynağı olmuş ve bilinirliğinin artmasıyla en çok tercih edilen tedaviler arasında yerini almıştır.

İnfertilite halk arasında bilinen adıyla kısırlık, sağlıklı bir çiftin düzenli olarak korunmaksızın cinsel ilişkiye girdiği halde on iki ayın sonunda doğal yolla gebeliğin gerçekleşememesi durumudur.

Oksijen mucizesinden gelen ozon tedavisi, günümüzün en çok rağbet gören destek tedavi uygulamalarının başında gelmektedir. Ozon tedavisinin bu kadar fazla tercih edilmesinin nedenleri ise doğal bir tedavi yöntemi olması, son derece kısıtlı yan etkiye sahip olması ve son derece başarılı sonuçlar vermesidir.

Çok eski zamanlardan beri çeşitli alanlarda kullanılagelen ozon, günümüzde tıp alanında oldukça etkin bir destek tedavi uygulaması olarak yüzlerce hastalığın tedavisi için kullanılmaktadır.

Ozon tedavisinin yaşlı bireylere uygulandığında oldukça başarılı sonuçlar vermesinin en büyük nedeni, ozonun oksijenizasyon sağlama özelliğidir.

Temel olarak iltihaplanma olarak tanımlanabilen inflamasyon, hastalık veya yaralanma durumlarında sağlıklı çalışan bağışıklık sisteminin tepki vermesiyle ortaya çıkabileceği gibi bağışıklık sisteminin görevini sağlıklı şekilde yerine getirememesinden kaynaklı otoimmün rahatsızlıklardan dolayı da ortaya çıkabilmektedir.

Anal fissür diğer adıyla makat çatlağı, kabızlık veya ishal durumlarında sık ıkınma ve temizleme gibi nedenlerle makatta oluşan yırtılmadır. Oldukça hassas bir bölge olan makat bölgesindeki yırtıklar kişinin hayat kalitesini ciddi şekilde etkileyebilmektedir.

Bakteriyel enfeksiyonlar temel olarak, bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlardır. Tek hücreli canlılar olan bakteriler, insan vücuduna hava, su veya gıda yoluyla giriş yapabilmektedir.

Viral enfeksiyonlar, virüslerden kaynaklanan enfeksiyonlardır. Viral enfeksiyonların solunum yolu enfeksiyonlarından uçuk virüsüne, kızamıktan suçiçeğine, Hepatit’ten HIV’e kadar çok çeşitli türleri söz konusu olup her birinin belirtisi farklıdır.

Vücutta pek çok farklı ve önemli işlevi bulunan böbreklerin en önemli fonksiyonu, kandaki toksik maddeleri filtreleyip vücuttan atılmasını sağlayarak kanı temizlemektir.

Son zamanlarda adını sıklıkla duymaya başladığımız Vertigo hastalığı temel olarak baş dönmesi şeklinde ortaya çıkan ve bu duruma bulantı ve kusma ile denge kaybının eşlik ettiği bir rahatsızlıktır.

Yüzlerce hastalığın tedavisinde destek tedavi yöntemi olarak çare olan ozon tedavisi, aynı zamanda sağlıklı kişilerde de uygulanan ve bu yönüyle çok geniş yelpazede bireyin yaşam kalitesini artıran bir tedavi seçeneğidir.

Böbrekler, işlevleri dolayısıyla vücutta hayati öneme sahip organlar olup pek çok görevinin yanı sıra hayati olan görevi; kandaki zararlı maddeleri ayırarak kanı temizlemesi ve söz konusu zararlı maddelerin idrar olarak vücuttan atılmasını sağlamaktır.

Sağlıklı bireylerin sağlığına sağlık katmak amacıyla güvenle uygulanan ozon tedavisi, son zamanların en gözde destek tedavi seçenekleri arasında yerini almıştır.

Hemoroid, halk arasında bilinen adıyla basur, rektum ve makat etrafındaki damarların genişleyerek şişmesi ile ortaya çıkan rahatsızlıktır.

Bilinen etkili mikrop öldürücü özelliği nedeniyle yüzyıllardır kullanılan, üç oksijen atomundan oluşan renksiz ozon gazı son yüzyılda tıp alanında kullanılmaya başlanmıştır.

Sağlıklı bireylere ozon tedavisi uygulanmasının başlıca nedeni, bağışıklık sistemini güçlendirmektir.

Ozon tedavisi, üç oksijen atomundan meydana gelen ozon gazının minör, majör, rektal, cilt altı, kas veya eklem içi gibi metodlarla sağlıklı veya hasta bireylerin vücuduna verilmesi uygulaması olup son zamanların en fazla tercih edilen destek tedavi yöntemidir.

Huzursuz bağırsak sendromu veya spastik kolon adlarıyla da anılan irritabl bağırsak sendromu, genç bireylerde daha sık karşılaşılan ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen, kalın bağırsakta görülen fonksiyonel bir rahatsızlıktır.

Pek çok farklı amaçla, çok çeşitli durumlarda uygulanabilen çok yönlü bir destek tedavi uygulaması olan ozon tedavisi, son zamanların en fazla tercih edilen ek tedavi metodlarının başında gelmektedir.

Ozon tedavisi temel olarak hem sağlıklı hem de hasta kişilere çeşitli amaçlarla ve çeşitli farklı metodlarla ozon uygulanması işlemi olarak tanımlanabilir.

Belirli hastalıkların iyileştirilmesine destek veya sağlıklı kişilerde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gibi pek çok amaçla kişinin vücuduna çeşitli yöntemlerde ozon uygulanması, ozon tedavisidir. Ozon tedavisi, uygulanma amacına göre belirlenmekle birlikte minör, majör, rektal, cilt altı ve eklem/kas içi gibi farklı metodlarla uygulanabilmektedir.

Ozon, üç oksijen atomundan oluşan doğal ve renksiz bir gaz olup bilinen en etkili mikrop öldürücülerden olduğundan çok eski zamanlardan bu yana bu amaçla kullanılmış ve son yüzyılda tıp alanında kullanılmaya başlanmıştır.

En fazla üreme çağındaki kadınlarda rastlanan vajinit temel olarak vajina enfeksiyonuna verilen addır. Vajina enfeksiyonunun ortaya çıkma nedeni ise vajinada doğal bir denge halinde ve miktarda bulunan mantar ve bakterilerin çeşitli sebeplerle dengesinin bozulmasıdır.

Kişinin vücuduna, mevcut durumu göz önünde bulundurularak uygun olan yöntemle ozon gazı verilmesi işlemi, ozon tedavisidir. Doğal olması nedeniyle gönül rahatlığıyla tercih edilen bir destek tedavi uygulaması olan ozon tedavisi, bu alanda uzman bir hekim tarafından hijyenin oldukça iyi sağlandığı ve son teknolojiye sahip cihazların kullanıldığı bir klinikte uygulandığında son derece güvenli bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Akne diğer adıyla sivilce, cildin orta tabakasındaki sebum adı verilen yağ üreten ve salgılayan kanalların tıkanması sonucunda ortaya çıkan bir cilt rahatsızlığıdır. En yaygın olarak ergenlik çağında görülmekle birlikte kırklı yaşlara kadar görülebilen aknenin siyah nokta ve ayrıca bakteriyle enfekte olması halinde iltihaplı sivilce ortaya çıkar.

Toplumda oldukça sık rastlanan bir cilt lezyonu olan siğil, çoğunlukla HPV virüsünden kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır. Çocuklarda ve gençlerde, diğer yaş gruplarına göre daha fazla rastlanan siğilin bulaşıcı olduğu bilinmektedir. Siğil vücutta en sık yüz, eller, ayaklar, genital ve anal bölgelerde görülmektedir.

Belirli hastalıkların iyileştirilmesine destek veya sağlıklı kişilerde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gibi pek çok amaçla kişinin vücuduna çeşitli yöntemlerde ozon uygulanması, ozon tedavisidir.

Halk arasında, ağız ve burun etrafında ortaya çıkmasına neden olduğu kelebeği andıran kızarıklık belirtisi nedeniyle Kelebek Hastalığı olarak adlandırılan, tıp literatüründeki adıyla Sistemik Lupus Eritematozus(SLE) Hastalığı, kişinin bağışıklık sisteminin kendi hücre ve dokularına karşı saldırıya geçmesi sonucunda ortaya çıkan bir otoimmün hastalıktır.

Günümüzde en etkili ve en önemli destek tedavi yöntemlerinin başında gelen ozon tedavisi; sağlıklı kişilere vücut direncinin artırılması ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, vücut enerjisinin artırılması, yaşlanma karşıtı ve oksidatif stresle mücadele gibi amaçlarla uygulanırken hasta bireylere ise mevcut hastalığın iyileştirilmesine katkı sağlanması amacıyla uygulanmaktadır.

Ozon, üç oksijen atomundan oluşan doğal ve renksiz bir gaz olup bilinen en etkili mikrop öldürücülerden olduğundan çok eski zamanlardan bu yana bu amaçla kullanılmış ve son yüzyılda tıp alanında kullanılmaya başlanmıştır.

Saf oksijenden elde edilen ozonun gereken miktarda ve gerekli metodla vücuda verilmesi olarak tanımlanabilen ozon tedavisi, kaynağını oksijenin hayat veren gücünden alan eşsiz bir destek tedavi yöntemidir.

Virüs, bakteri ve mantar kaynaklı enfeksiyonlarla mücadeleden serbest radikallerin vücuttan uzaklaştırılmasına, bağışıklık sistemini düzenlemek ve güçlendirmekten sağladığı oksijenizasyon ile dolaşım bozukluklarını gidermeye kadar pek çok faydası ve etkisi bulunan güvenilir bir tedavi olan ozon tedavisi ile günümüzde yüzlerce hastalığın iyileşmesine katkı sağlanmaktadır.

Ozon tedavisi, ani duyma kaybının da dahil olduğu kulak burun boğaz hastalıklarının iyileştirilmesinde güvenle uygulanan bir destek tedavi uygulaması olup son derece kısıtlı yan etkiye sahip olması nedeniyle tercih edilmektedir.

Ozon tedavisi, doğal bir uygulama olması dolayısıyla son derece kısıtlı yan etkiye sahip olan güvenilir bir destek tedavi uygulaması olmasına karşın güvenilirliği, belirli püf noktalarına riayet edilmesiyle mümkün olmaktadır.

Uygulanma amacına bağlı olarak kan, cilt altı veya kas-eklem içi gibi çeşitli farklı metodlarla gerçekleştirilebilen ozon tedavisi, pek çok hastalığın tedavisi amacıyla uygulanabileceği gibi sağlıklı kişilerin bağışıklığının güçlendirilmesi ve yaşlanma karşıtı etki yaratılması gibi estetik nedenlerle de uygulanabilmektedir.

Çok çeşitli hastalık türlerine fayda sağlaması, oldukça kısıtlı yan etkiye sahip olması, doğal ve güvenilir olması dolayısıyla günümüzde uygulanmakta olan destek tedavi yöntemlerinin en fazla talep görenlerinin başında gelen ozon tedavisi, hafızanın güçlendirilmesi amacıyla da uygulanmakta ve kendisinden başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Onkoloji, kansere neden olan kötü huylu tümörlerin oluşum nedenleri, tanısı ve tedavisiyle ilgilenen bilim dalıdır. Onkoloji ile ozon tedavisi arasında kuvvetli bir bağ vardır.

Ozon tedavisi, çok çeşitli ve pek çok sayıda hastalığın ve bu hastalıkların belirtilerinin iyileştirilmesinde oldukça etkili bir destek tedavi yöntemi olup özellikle elli yaş üzerinde görülme sıklığı artan zona hastalığının tedavisinde büyük faydalar sağlamaktadır.

Raynaud hastalığı diğer adıyla raynaud fenomeni; kadınlarda daha sık görülen, soğuk hava veya strese maruz kalınan durumlarda ortaya çıkan, kan dolaşımının nispeten zayıf olduğu el ve ayak parmakları, kulak veya burunda ortaya çıkan, kan damarlarının büzüşmesi sonucunda dolaşımın zayıflamasından kaynaklanan ve ortaya çıktığı yerlerde solukluk veya morarma şeklinde kendini gösteren bir hastalıktır.

Nadir görülen bir hastalık olan skleroderma, deride sertleşme ve kalınlaşma ile kendini gösteren ve iç organlara kadar etki edebilen, otoimmün bir rahatsızlıktır. Skleroderma kadınlarda erkeklere nispeten daha fazla görülmekle birlikte çeşitli türleri mevcuttur.

Ozon tedavisi günümüzde pek çok farklı hastalığın belirtilerinin azaltılması ve iyileştirilmesine fayda sağlaması amacıyla güvenli bir ek tedavi seçeneği olarak uygulanmakta ve kendisinden göz ardı edilemeyecek başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Vücuttaki en büyük organ olan karaciğer, çok çeşitli ve mühim görevleri bulunması dolayısıyla oldukça önemli bir organdır. Karaciğer hastalıkları temel olarak Hepatit, karaciğer yağlanması, siroz ve karaciğer kanseridir.

Oldukça karmaşık ve önemli bir organ olan beyin, sahip olduğu kütlenin aksine kandaki oksijenin yüzde yirmi beş gibi hatırı sayılır bir kısmını kullanması dolayısıyla oksijen ihtiyacı bakımından öne çıkmaktadır.

Ozon tedavisi temel olarak; üç oksijen atomundan oluşan ozon gazının kişinin kan, barsak, cilt veya eklem gibi dokularına verilmesi işlemidir. Ozon tedavisi sağlıklı kişilerde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla uygulanabildiği gibi pek çok hastalığın kaynağının ve belirtilerinin iyileştirilmesinde ek tedavi yöntemi olarak uygulanmaktadır.

Ozon tedavisi üç yüzün üzerinde hastalığa destek tedavi olarak şifa olurken cilt hastalıkları ozon tedavisinin göz ardı edilemeyecek faydalar sağladığı rahatsızlıklar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Alanında uzman ve deneyim sahibi bir hekim tarafından, hijyen standartları en iyi şekilde uygulanan ve son teknoloji cihazların kullanıldığı bir klinikte uygulandığında son derece güvenli bir destek tedavi uygulaması olan ozon tedavisi, günümüzde üç yüzün üzerinde hastalığın kaynağının ve belirtilerinin iyileştirilmesinde şifa kaynağı olmaktadır.

Doğal bir ek tedavi uygulaması olması nedeniyle son derece güvenilir olan ozon tedavisi, bir yandan hastalıkların tedavisine destek amaçlı uygulanırken diğer taraftan estetik amaçlı olarak da yaygın olarak kullanılmaktadır.

Hipertansiyon diğer adıyla yüksek tansiyon, kalpten vücuda pompalanan kanın damarlarda oluşturduğu basıncın olması gerekenden yüksek olması durumudur. Kronik bir rahatsızlık olan hipertansiyon, dünyada en sık görülen hastalıklar arasında yer almaktadır.

Doğal ve güvenilir bir destek tedavi yöntemi olan ozon tedavisi, üç yüzün üzerinde hastalıkta olduğu gibi kulak-burun-boğaz hastalıklarında da kendisinden olumlu sonuçlar alınan bir uygulamadır.

Son zamanlarda adını sıklıkla duymaya başladığımız genetik bir rahatsızlık olan çölyak hastalığı; kişinin bağışıklık sisteminin arpa, buğday ve çavdarda bulunan gluten isimli maddeye karşı aşırı tepki vermesi neticesinde ortaya çıkan ve ince bağırsakta hasara neden olan bir rahatsızlıktır.

Toplumda en sık rastlanan rahatsızlıklar arasında bulunan ve boğazın arka kısmının iltihaplanması olarak tanımlanan farenjit, akut veya kronik seyredebilen bir hastalıktır.

Ozon tedavisi temel olarak, belirli bir rahatsızlık veya hastalığın iyileştirilmesi yahut sağlıklı bireylerde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla kişinin vücuduna çeşitli yöntemlerle ozon uygulanması işlemi olarak tanımlanabilir. Ozon tedavisi, uygulanma amacına bağlı olarak belirlenecek minör, majör, rektal, eklem/kas içi veya cilt altı yöntemleri ile uygulanmaktadır.

Toplumda oldukça sık rastlanan uçuk rahatsızlığı, Herpes Simplex virüsünden kaynaklanan, bulaşıcı bir enfeksiyondur. Vücudun değişik bölgelerinde görülebilen uçuk, Herpes Simplex virüsü vücuda girdikten sonra, uçuk iyileşse dahi sinirlere yerleşerek varlığını sürdürür ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi bazı durumlarda tekrar ortaya çıkar.

Oksidatif stres, son zamanlarda çok sık duymaya başladığımız ve insan sağlığını önemli boyutlarda etkileyen bir kavramdır. Günlük hayatta telefon ve bilgisayar gibi radyasyon kaynağı elektronik cihazlar, işlenmiş gıdalar, güneş ışınları, alkol ve sigara gibi sayısız çevresel etmen hücrelerimizde oksidatif stresin artmasına ve hücrelerde hasar oluşumuna sebep olmaktadır. Bu serbest radikaller, vücutta bulunan antioksidanlar ile nötralize olmaktadır.

Çok çeşitli hastalık türlerine fayda sağlaması, oldukça kısıtlı yan etkiye sahip olması, doğal ve güvenilir olması dolayısıyla günümüzde uygulanmakta olan destek tedavi yöntemlerinin en fazla talep görenlerinin başında gelen ozon tedavisi, hafızanın güçlendirilmesi amacıyla da uygulanmakta ve kendisinden başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Çok yönlü bir ek tedavi uygulaması olan ozon tedavisi ile vücuttaki bütün hücrelere ve dolayısıyla her bir noktaya etki edilebildiğinden, fiziksel ve psikolojik her türlü rahatsızlığın tedavisinde etkili sonuçlar alınmaktadır. Psikolojik bir rahatsızlık olan anksiyete, en basit haliyle kaygı bozukluğu olarak tanımlanır.

Ozon tedavisi günümüzde üç yüzün üzerinde hastalığa şifa olurken cilt hastalıkları da ozon tedavisinin göz ardı edilemeyecek faydalarının tespit edildiği rahatsızlıklardır. Oldukça yaygın bir cilt hastalığı olan egzama da ozon tedavisinin uygulandığı ve başarılı sonuçlar alındığı bir hastalıktır. Her yaştan bireyde görülebilen egzama kronik bir rahatsızlık olup ciltte kuruluk, kaşıntı, pullanma, kabarcıklanma, kırmızı kabarcıklar ve kesikler şeklinde kendini gösterir.

AIDS, dilimizdeki açılımıyla Kazanılmış Bağışıklık Yetersizliği Sendromu, HIV yani İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü’nün neden olduğu ve beyaz kan hücrelerinin yok olması sonucunda bağışıklık sisteminin zayıfladığı ve bunun doğal sonucu olarak vücudun enfeksiyon ve hastalıklara karşı savunmasız kaldığı hastalıktır. Kronik bir hastalık olan AIDS, kan yoluyla veya cinsel yolla bulaşmaktadır.

Ozon tedavisi günümüzde çok sayıda hastalığın tedavisinde bir ek tedavi seçeneği olarak sıklıkla başvurulan bir uygulama haline gelmiştir. Doğal bir tedavi yöntemi olması ve önemli bir yan etkisinin bulunmaması, ozon tedavisine olan talebin artmasına neden olurken güvenilir bir uygulama olan ozon tedavisinden alınan başarılı sonuçlar da ozona gösterilen rağbetin haklılığını ortaya koymaktadır.

Daha çok Asya ve Ortadoğu ülkelerinde rastlanan Behçet hastalığı, otoimmün yani bağışıklık sisteminden kaynaklanan bozukluk neticesinde ortaya çıkan ve kan damarlarının iltihaplanmasına neden olan kronik bir hastalıktır. Behçet hastalığı ismi, Dr.Hulusi BEHÇET tarafından bulunduğu için verilmiştir.

Görülme sıklığı kadınlarda erkeklere göre daha fazla ve yaygın olan sistit, idrar torbası yani mesane ile idrar yollarının iltihaplanması bir diğer deyişle inflamasyonudur. Akut ve kronik olmak üzere iki şekilde seyredebilen sistitin ortaya çıkma nedenlerinden başlıcaları; bakteriden kaynaklanan enfeksiyonlar, uzun süre idrar tutma, genital temizliğin gerektiği gibi sağlanamaması, tahriş olma durumu, kullanılan birtakım ilaçlar ve menopozda düşük östrojen seviyesidir.

Ağrı, vücutta aksayan işlevlerin veya zarar verici uyaranların neden olduğu hoş olmayan bir duygudur. Ağrıyı oluşturan nedenleri travma, enfeksiyon, iltihaplanma ve dokudaki kanlanmanın azalması olarak sıralayabiliriz. Kısaca yaşam bulgusu olarak tanımlanabilen ağrıları iki grupta toplarız. Akut ağrılar genellikle yaralanma ve travma ile ilgili olup kısa ömürlü ve kolay tedavi edilebilir ağrılardır.

Ameliyat sonrası vücutta geçmeyen ve hala devam eden ağrıların iyileştirilmesinde frekans uygulaması ile başarılı sonuçlar alınmaktadır. Frekans Uygulaması cihazı ile vücuttaki hücre, doku ve organların ölçülen elektromanyetik frekansları analiz edilerek güçsüz titreşimler kuvvetlendirilir, zararlı titreşimler ise yok edilir.

Nevralji, genellikle baş ve boyun bölgesinde ortaya çıkan ve elektrik çarpması, yanma veya bıçak saplanması şeklinde kendini hissettiren, sinir hasarından kaynaklanan kısa süreli ağrılar olarak tanımlanır. Nedenleri arasında enfeksiyonlar, diyabet, sinirlerin üzerinde oluşan bası, travmalar, kullanılan bazı ilaçlar, multiple skleroz, kanser, sinir hasarları ve damar hastalıkları sıralanabilir.

Günümüzde dünya genelinde görülme sıklığı giderek artan helikobakter pyloriye gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere nispeten daha fazla rastlanmaktadır. Helikobakter pylori midede ortaya çıkan ve gastrit, mide ülseri, on iki parmak bağırsağı ülseri ve mide kanseri gibi pek çok farklı hastalığa yol açan bir bakteridir.

Cilt hastalıkları; kalıtsal veya sonradan oluşan nedenlerle ortaya çıkan ve kaşıntı, kızarıklık, kabuklanma ve kabarcıklar gibi belirtilerle kişinin yaşantısını olumsuz yönde etkileyen hastalıklardır. Cilt hastalıklarının nedenleri arasında tiroid, böbrek hastalıkları, dolaşım sistemi hastalıkları, zayıf ve güçlü bağışıklık sistemi, kalıtsal nedenler, enfeksiyonlar, virüsler, mantarlar ve parazitler sayılabilir.

Panik atak; aniden ortaya çıkan, zaman aralıkları içerisinde tekrarlayan, kişiyi stres, kaygı ve korku içinde bırakan psikolojik bir sorundur. Panik atak; şiddeti ilk 10 dakika içinde maksimum düzeye çıkan, 10-30 dakika arası süren, az da olsa 60 dakika devam edebilen ve kendiliğinden geçen ataklar şeklinde görülür.

Otoimmün hastalıklarda; yabancı maddeleri tanıma ve yok etme özelliğine sahip olan bağışıklık sisteminde oluşan problemler, sistemin vücut hücre, doku ve organlarını yabancı olarak algılayarak onlara saldırmasına ve zarar vermesine neden olur.

Sedef hastalığı diğer adıyla psoriasis, cilt hücrelerinin normalden daha fazla ve hızlı çoğalarak cildin kendini olması gerekenden daha sık yenilediği, kırmızı lekelere ilaveten beyaz pullu görünüme sebep olan bir otoimmün hastalıktır. Kronik bir hastalık olan sedef hastalığı genellikle dirseklerde, diz kapaklarında, kafa derisinde ve sırtta görülse de vücudun farklı bölgelerinde de ortaya çıkabilmektedir.

Sinüzit, yüzdeki kemiklerin arasında ve içinde bulunan ve sinüs adı verilen boşlukların iltihaplı sıvı ile dolması ve zamanla duvarlarının kalınlaşması durumudur. Akut veya kronik olabilen sinüzit rahatsızlığı, sinüs boşalma kanallarının tıkanması sebebiyle ortaya çıkmaktadır.

Bir sindirim sistemi hastalığı olan Crohn, genellikle sindirim sisteminin ince bağırsak ile ince ve kalın bağırsağın birleşme bölümlerinde ortaya çıkan kronik bir rahatsızlıktır. İnflamatuvar bir hastalık olan crohn genetik bir rahatsızlık olup tam nedeni henüz tespit edilebilmiş değildir.

Fıtık, bir organın onu yerinde tutan kas ya da dokulardaki doğal boşluklarından dışa doğru kayması ve yerinden çıkması şeklinde tanımlanır. Omurlar arasında bulunan disklerin doğal konumlarını kaybetmesi sonucunda ise bel ve boyun fıtıkları oluşur. Kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bel ve boyun fıtıkları bacak ve kollarda karıncalanma, his kaybı, ağrı, güçsüzlük, uyuşma gibi belirtilerle kendini hissettirir.

Fibromiyalji, çoğunlukla sırt bölgesinde olmakla beraber vücudun farklı yerlerinde ortaya çıkabilecek ve uzun süre devam eden yorgunluk ve uykusuzluk ile karakterize kronik bir yumuşak doku romatizmasıdır. İnsan vücudunda bazı şeyler yolunda gitmeyebilir. Yıllar içinde yoğun stres sonucunda vücut sinyal vermeye başlar ve bunun sonucunda akut ve kronik ağrılar oluşur.

Normal ve sağlıklı bir eklemi oluşturan kemiklerin uçları kıkırdakla kaplıdır. Kıkırdak dokunun zamanla aşınması ve yıpranması durumunda ortaya çıkan ve kişinin hareketini etkileyen kronik eklem rahatsızlığı, kireçlenme diğer adıyla osteoartrit olarak tanımlanır.

Demans halk arasında bilinen adıyla bunama, tek bir hastalığın ismi olmayıp Alzheimer gibi sık rastlanan ve iyi bilinen bir hastalık dahil olmak üzere pek çok hastalık türünün genel adıdır. Demansın yüzde altmışından fazlası Alzheimer hastalarından oluşmakla birlikte kalan kısım ise demansın diğer türleri arasında dağılım göstermektedir.

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’nın kısaltılmış adı olan KOAH, akciğerlerde bulunan ve oksijen emilimini sağlayan bronş olarak adlandırılan hava keseciklerinin daralması veya tıkanması olarak tanımlanabilir. Kronik bir rahatsızlık olan KOAH ile birlikte genellikle kronik bronşit veya amfizem hastalıkları da görülür. Amfizem, akciğerlerde bulunan alveollerdeki hasar iken kronik bronşit, bronşların iltihaplanması durumudur.

LPG (endermoloji) yöntemi, bölgesel zayıflama, vücut şekillendirme ve selülit tedavisinde etkin şekilde kullanılan, cerrahi olmayan bir medikal estetik uygulamasıdır. Spor veya diyete rağmen kilo veremeyen, kilolu olmamasına karşın bölgesel yağlanma sorunu yaşayan kişilerin tercih ettiği LPG, dokuların vakum yöntemiyle sıkıştırılması ve hedef bölgedeki kan dolaşımının hızlandırılması yoluyla yağ hücrelerinin küçültülerek cildin sıkılaştırılması prensibine dayanır.

Selülit, cilt yüzeyindeki portakal kabuğuna benzeyen düzensiz iniş ve çıkışlarla kendini belli eden estetik bir cilt problemi olarak tanımlanmaktadır. İnsan vücudu; yağ, kas ve kemik dokusundan oluşmaktadır. İnsanlar yaşlandıkça vücuttaki yağ dokusu fizyolojik olarak artmaktadır. Selülitler de yaş ilerledikçe görülen olağan bir durum olarak kabul edilmektedir..

Dermapen, mikro iğneleme sistemi ile çalışılan bir cilt yenileme uygulamasıdır. Dermapen uygulaması cilt katmanları olarak bilinen Epidermis, Dermis ve Bazal tabakadan oluşan cildimizin 7 mm altına vitaminleri ulaştırabilen ve cildi uyaran, hücreleri canlandıran, melanin tabakada denge ve renk eşitliği sağlayan, skar izleri, açık porlarda (gözenekler) %80’lere varan tedavi sistemidir.

Bir süredir hayatımızın çoğunu etkileyen pandemi süresince kendimizi var olan virüse koruma da en etkili yöntem bağışıklık sistemimizi güçlendirmektir. Bu dönemde bağışıklığımızı güçlendirirken aynı zaman dengeli beslenme, su tüketimi ve yeterli düzeyde fiziksel aktivite de çok önemlidir.

Şehirde yaşamın getirdiği olumsuzluklardan bir tanesi olan hava kirliliğinin bilinenin aksine vücudumuza verdiği zararlar havanın solunması yolu ile oluşan hastalıklarla bitmemekte aynı zamanda cildimize de büyük oranda zarar vermektedir.

Yaş ilerledikçe fizyolojik bir sürecin parçası olarak vücutta ve ciltte meydana gelen değişiklikler kişinin fiziksel görünümden memnuniyetsiz olmasına sebep olmaktadır. Bu değişiklikleri kalıcı olarak önlemek mümkün olmasa da dengeli bir beslenme düzeni ve bol su tüketimi ile geciktirmek veya olabildiğince etkisini azaltmak mümkündür.

Alzheimer zor hissedilen ve yavaş ilerleyen bir demans türüdür. Kişinin beyin hücrelerinin ölümü sonucu ortaya çıkar. Beyin hücreleri ölür, hücre ölümüyle beyin büzüşerek küçülür. Hastalık riskini artıran faktörler; hastalık öncesinde yaşanan uzun süreli depresyonlar, ileri yaş, kafa sarsıntıları, tansiyon veya kolesterol yüksekliği, aşırı alkol tüketimi gibi sıralanabilir.

Bağışıklık sistemi; vücudu koruma altına alan, vücuda giren antijenlere karşı antikor üreterek saldırıya geçen sistemdir. Sistemde sorunlar oluşması halinde vücudu dışarıdan gelen tehlikelere karşı koruyamaz, savunmasız bırakır ve kişide depresyon, dikkat bozukluğu, saç dökülmesi, ağrılar şeklinde görülen çeşitli belirtilerle hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur.

Romatizma genel bir terim olup çok fazla hastalık içeren bir grubu ifade etmektedir. Romatizma, insan vücudundaki eklem, kas, kemik, tendon, bağ dokusu, iç organlar ve bağışıklık sistemini etkileyebilen ve ağrıya neden olan hastalıklar grubudur. Romatizma genel olarak iltihabı olanlar ve iltihabı olmayanlar olarak iki gruba ayrılır.

Migren tipi baş ağrıları, kadınlarda erkeklerden iki kat fazla görülmekte olup ağrılar 4 ila 72 saat arasında değişebilen, başın tek tarafında oluşan, zonklayıcı ataklar halinde ortaya çıkar. Migrende bulantı, kusma, ışığa ve sese karşı duyarlılık baş ağrısına eşlik edebilir. Bu ağrıyı başlatan ve tetikleyen faktörler ise stres, uyku bozuklukları, birtakım yiyecekler, kabuklu kuruyemiş, kahve, kafein, hava ve mevsim değişiklikleri, adet dönemleri olarak sıralanabilir.

Romatoid artrit diğer adıyla eklem romatizması, vücuttaki pek çok yapıya zarar veren kronik iltihaplı bir romatizmal rahatsızlıktır. İnflamatuar bir rahatsızlık olan romatoid artritin kadınlarda daha sık görüldüğü tespit edilmiştir. Her yaş grubunda görülme olasılığı olsa da genellikle orta yaş grubunda karşımıza çıkan romatoid artrit, vücudun bağışıklık sisteminin düzgün çalışmamasından kaynaklı bir hastalık olup bağışıklık sisteminin kişinin kendi eklemlerine reaksiyon göstererek saldırması şeklinde kendini gösterir.

Migren, çocukluktan ileri yaşlara kadar her yaş grubunda görülebilen ve genellikle genetik olan, baş ağrısı ile birlikte vücudun farklı fonksiyonlarının da etkilendiği bir hastalıktır. Bağışıklık sisteminin, endokrin sisteminin ve de sinir sisteminin rolü olduğu bilinen migren hastalığında şimdi alerjik zeminin rol oynadığını düşündüren kanıtlar mevcut. Baş ağrısı şikayetiyle yapılan doktor başvurularının hatırı sayılır çoğunluğu migren kaynaklı olup migren, kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir.

Alerji, çocuklardan yaşlılara kadar her yaş grubundan kişiyi etkileyen ve sonucu çok ağır tablolara varabilen reaksiyonlardan oluşur. Alerji, vücudumuzu zararlı etmenlere karşı koruyan bağışıklık sisteminin zararlı olmayan etmenlere karşı aşırı reaksiyon geliştirmesidir. Alerji belirtileri hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde sulanma, akma veya kaşıntı, deride döküntü, vücudun belirli bölgelerinde şişkinlik veya kızarıklık, kaşıntı, öksürük, hırıltılı nefes alma ve nefes darlığı gibi çok çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir.

Diyabet diğer adıyla şeker hastalığı, pankreasın salgıladığı insülin hormonunun olması gerekenden daha az olması veya hücrelerin insülin hormonuna direnç göstermesi neticesinde kandaki şeker düzeyinin normalin üzerinde olmasıdır. Diyabet, dünyada en fazla görülen rahatsızlıkların başında gelmekte olup temel olarak Tip 1 ve Tip 2 olmak üzere iki türü bulunmaktadır.

Kaygı, beynin strese tepki vermesi ve yaşanabilecek tehlikeler karşısında uyarma şeklidir. Günlük hayatta zaman zaman yaşanması doğal olan kaygı bozuklukları kısa sürede sonlanır. Doğal kaygılar yaşamda karşılaşılan tehlikeli durumlarda vücudun reaksiyon vermesini sağlar. Böylece kalp atışı, nefes alıp verme hızlanarak kaslara daha fazla oksijen gitmesi sağlanır.

Fibromiyalji diğer adıyla yumuşak doku romatizması, kaslarda ağrı ve hassasiyet ile yorgunluk ve halsizlikle kendini belli eden kronik bir hastalık olup kadınlarda bu hastalığa daha sık rastlandığı tespit edilmiştir. Fibromiyaljinin başlıca belirtileri kaslarda ağrı ve hassasiyet, yorgunluk ve halsizlik, uyku sorunları, depresyon, kulak çınlaması, nefes alma güçlüğü, sabahları uyanmada zorluk yaşamak, odaklanma bozukluğu, çabuk yorulma, karın ağrısı ve egzersize karşı dirençsizliktir.

Depresyon, sürekli üzüntü ve ilgi kaybına neden olan bir duygu durum bozukluğu olarak tanımlanır. Depresyon kişide ilgi azlığı, umutsuzluk, karamsarlık, derin üzüntü hali görülen, düşünceleri, hisleri, davranışları olumsuz yönde etkileyen tedavi edilebilecek tıbbi bir hastalık olup basit bir sorun olarak görülmemelidir. Depresyon, erken teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabilir, kişinin direnci artırılarak kendine olan güveni güçlendirilebilir.

Enfeksiyon, mikroorganizmaların vücuda girerek vücut içinde çoğalması olarak tanımlanır. Enfeksiyon hastalıkları; virüs, bakteri, mantar ve parazit kaynaklıdır. Kişiler yaşamları boyunca enfeksiyon hastalıklarıyla karşılaşabilirler. Enfeksiyon, vücudun bağışıklık sistemi ile ilgilidir. Bağışıklık sistemi zayıf veya baskı altında olan kişilerin vücuduna giren mikroorganizmalar enfeksiyon hastalıklarının başlamasına neden olur.

Kişinin herhangi bir alerjen maddeye karşı gösterdiği aşırı vücut reaksiyonu olarak tanımlanan alerji; genellikle ağaç ve çiçek polenleri, ev tozları, hayvan tüyleri gibi organik maddeler nedeniyle solunum yolunda, bağırsak sisteminde, burunda veya deride ortaya çıkabilmektedir. Alerji, kişinin vücudunun alerjik vücut alerjenini yabancı madde olarak algılaması ve bağışıklık sisteminin onunla mücadele etmeye başlaması ile oluşur.

Bağımlılık, bir maddenin bir kişinin sağlığını fiziksel ve psikolojik anlamda etkilemesine ve sosyal anlamda yol açtığı problemlerden dolayı kişinin hayatını zorlaştırmasına karşın kişinin maddenin kullanımını durduramadığı kronik bir beyin rahatsızlığıdır. Bağımlılığın nedenleri genetik, çevresel veya kişilik özellikleri kaynaklı olabilmektedir. En sık görülen bağımlılık türleri arasında sigara, alkol, uyuşturucu, internet, alışveriş ve kumar bağımlılığı sayılabilir.

Kadın hastalıkları diğer adıyla jinekoloji; vajina, rahim, rahim ağzı gibi kadın üreme organı ile ilgili her türlü hastalık, adet kanaması, üreme, kist, miyom, kanser, menopoz, cinsel fonksiyon bozuklukları, kısırlık, doğum ve enfeksiyon gibi durum ve rahatsızlıkların teşhis ve tedavisi ile ilgilenen tıp branşıdır. Ozon tedavisi, yaşam kaynağı oksijenin mucizeleri ile günümüzde pek çok rahatsızlığa şifa olmaktadır. Son zamanlarda kadın hastalıklarının tedavisinde de ozon tedavisinde faydalanılmakta ve başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Kulak, burun ve boğaz organları birbiriyle bağlantılı şekilde çalışan organlar olduğu ve birindeki rahatsızlık diğerini de etkilediği için aynı bilim dalı altında birlikte anılarak bu organlardan kaynaklanan rahatsızlıkların bütününe kulak, burun, boğaz hastalıkları denmektedir. Kulak, burun, boğaz rahatsızlıkları, kişilerin doktorlara en sık başvurduğu konular arasında yer almaktadır. Özellikle virüs veya bakteri kaynaklı enfeksiyonların başı çektiği kulak, burun, boğaz hastalıkları en sık yaşanan rahatsızlıklardandır.

Bir eklem rahatsızlığı olan kireçlenme, eklemlerin çevresindeki kıkırdak dokunun aşınması ile ortaya çıkan ve tedavi edilmez ise ilerleyerek ağırlaşan bir kronik sağlık sorunudur. Kireçlenme en fazla diz, boyun, omuz, kalça ve bel eklemlerinde görülmektedir. Kireçlenme nedenleri arasında ilerleyen yaş, eklemlerin aşırı kullanımı, fazla kilo, aşırı yük kaldırma ve genetik nedenler sayılabilir. Kireçlenme belirtileri eklemlerde ağrı, hassasiyet, şişkinlik ve eklemler hareket ettirildiğinde çıkan seslerdir.

Fıtık, organların doku ve kaslardan dışarı çıkması ile oluşan rahatsızlıktır. Fıtığın en sık rastlanan türleri bel, boyun, karın, kasık, kesi yeri ve mide fıtığıdır. Fıtık oluşmasının nedenleri arasında uzun süre ayakta kalmak, ağır kaldırmak, ıkınmak veya hızlı kilo alıp vermek sayılabilir. Fıtık belirtileri, fıtığın türüne göre değişmektedir. Bel ve boyun fıtığının belirtileri kendini ağrı şeklinde göstermekte iken karın ve kasık fıtıkları kendini şişlikler ile belli eder.

Faydaları saymakla bitmeyen, çok çeşitli hastalıklara şifa olan ve günümüzde sıklıkla başvurulan bir yöntem olan ozon tedavisi, eşsiz bir alternatif tıp ve ek tedavi seçeneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğal bir uygulama olan ve hiçbir kalıcı yan etkisi bulunmayan ozon tedavisi, sağlıklı kişilerde bağışıklık sistemini güçlendirme etkisinin yanı sıra yaşlanma karşıtı uygulamalardan kanser tedavisine kadar pek çok durum ve rahatsızlıkta güvenle uygulanmaktadır.

Ozon tedavisi, günümüzde sağlıklı kişilere bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla yaygın olarak uygulanmaya başlanılmış bir tedavi olmakla birlikte birçok hastalığın iyileştirilmesinde de başvurulan bir yöntemdir.

Ozon tedavisi, çeşitli sebeplerle iyileşmeyen yaraların iyileştirilmesinde eşsiz bir şifa kaynağıdır. Ozon tedavisinin iyileştirilmesine olumlu etki ettiği yaralar; şeker hastalığından kaynaklı yaralar, uzun süre yatma sebebiyle oluşmuş yaralar, enfekte olmuş yaralar, ameliyat sonrası oluşmuş olan iyileşmeyen yaralar, dolaşım bozukluğu kaynaklı yaralar, alt bacak ülseri ve yanıklardır.

Multiple Skleroz yani halk arasında bilinen adıyla MS hastalığı, otoimmün sistem yani bağışıklık sistemi hastalığı olup omurilik ve beyinde hücreler arasındaki iletimi sağlayan sinir liflerinin çevresindeki kılıfın myelin hasar görmesi nedeniyle ortaya çıkan ve genellikle 20-40 yaş arası kişilerde, çoğunlukla kadınlarda görülen bir hastalıktır. MS hastalığında, vücudun bağışıklık sisteminin kendi dokularına karşı savaşması söz konusu olup hastalığın kesin bir tedavisi bulunmamaktadır.

İnsanlar için doğada yaşayan pek çok canlıda olduğu gibi hücrelerimiz için hayat kaynağı oksijendir. Ozon gazının 3 oksijen atomundan oluşması, Ozon Tedavisinin insan sağlığı için eşsiz bir şifa kaynağı olmasını sağlamaktadır. Ozon Tedavisinde vücuda ozonun uygulanmasıyla birlikte oksijenin vücuttaki bütün hücrelere verimli bir şekilde ulaştırılması sağlanmaktadır.

Viral Hepatit hastalıkları sıklıkla Hepatit A virüsü, Hepatit B virüsü ve Hepatit C virüsü yanı sıra birden fazla virüs enfeksiyonu ile de oluşabilen ve halsizlik ile iştahsızlık belirtileriyle kendini gösterebilen karaciğerin iltihaplanması durumudur. İnsan vücudundaki en önemli organlardan biri olan karaciğerin kendini yenileme özelliği mevcuttur.

Ozon tedavisi, insan vücudunun hayati fonksiyonlarının vazgeçilmezi olan oksijenin bütün hücre ve dokulara etkin bir biçimde ulaştırılmasının amaçlandığı ve sağlandığı bir uygulama olup uygulanma kitlesi son derece geniştir.

Majör ozon tedavisi, üç oksijen atomundan oluşan ve oksijenin zenginleştirilmiş hali olarak da anılan ozon gazının, kişinin kendi kanıyla karıştırılıp kişiye tekrar verilmesi ile uygulanan bir tedavi yöntemidir. Bunun yanı sıra, vücutta farklı doku ve boşluklara ozon gazı verilerek farklı etkiler oluşturulabilir. İnsanın olmazsa olmazı oksijenin başrolde olduğu ozon tedavisinin faydaları da tespit edilmiştir.

Detoks kavramı kısaca vücudun temizlenmesi, arındırılması olarak adlandırılabilir. Vücuttan arındırılması gereken maddeler; oksijen radikalleri, ağır metaller ve toksinlerdir. Ozon tedavisi günümüzde yaygın olarak pek çok hastalığın tedavisinde ve ayrıca herhangi bir hastalığı olmayan sağlıklı kişilerde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve antiaging amacıyla kullanılmaktadır.

Çeşitli hastalıkların tedavisi veya sağlıklı kişilerin bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için başvurulan ve uygulaması gün geçtikçe yaygınlaşan ozon tedavisi, kişinin dokularına farklı yöntemlerle ozon gazı verilmesi işlemidir.

Ozon tedavisi birçok hastalıkta olduğu gibi çeşitli göz hastalıklarının tedavisinde de umut ışığı olmuştur. Öyle ki; retinitis pigmentosa ve yaşa bağlı dolaşım bozukluklarından kaynaklanan dejenerasyon hallerinde ozon tedavisinin olumlu etkilerinin olduğu tespit edilmiştir.

Ozon tedavisi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve çeşitli hastalıkların iyileştirilmesinde kendisinden ek tedavi seçeneği olarak faydalanılmasının yanı sıra yaşlanma etkilerinin yavaşlatılması ve azaltılmasında da başvurulan bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.

İnsan vücudunun en çok ihtiyaç duyduğu ve hayati öneme sahip olan oksijenin bütün hücrelere etkin bir şekilde ulaştırılması ve oksijenin hücreler tarafından etkin bir şekilde kullanılmasının sağlanması amacıyla başvurulan Ozon Tedavisi, farklı yöntemlerle uygulanabilmektedir.

Günümüzde iş hayatı, kalabalık şehir yaşamı, trafik ve strese sebep olan diğer dış uyaranların oluşturduğu yoğun stres ve bunun sonucunda da ortaya çıkan kronik yorgunluk ile depresif yaşam, sebep olduğu kısır döngü ile hücresel düzeyde de stresi artırmaktadır.

Günümüzde iş hayatı, kalabalık şehir yaşamı, trafik ve strese sebep olan diğer dış uyaranların oluşturduğu yoğun stres ve bunun sonucunda da ortaya çıkan kronik yorgunluk ile depresif yaşam, sebep olduğu kısır döngü ile hücresel düzeyde de stresi artırmaktadır.

Son yıllarda yaygın olarak uygulanan bir ek tedavi uygulaması olan Ozon Tedavisi, belirli hastalıkların tedavisinde olduğu kadar sağlıklı kişilerde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla da uygulanmaktadır. Renksiz ve kokulu bir gaz olan Ozon, tıp uygulamalarında, özel jeneratörlerle saf oksijenden üretilmektedir.

Ozon tedavisi, birçok hastalığın tedavisinde destek tedavi olarak fayda sağlamasına ek olarak zayıflama konusunda da etkili olmaktadır. Zayıflama, estetik kaygıların yanı sıra sağlıklı kilo kontrolü ile ilgili bir konudur. Aşırı kilonun hücresel oksijenizasyonun bozulması ile birlikte organlar ve genel sağlık üzerindeki olumsuz etkileri herkesin malumudur.

Frekans uygulaması, insan vücudundaki normal dokuya göre farklı frekans yayan hasta dokunun tespit edilerek elektromanyetik frekanslarla tedavi edilmesini hedefleyen bir tamamlayıcı tıp yöntemidir. MORA Terapi olan Frekans Uygulaması 1977 yılında keşfedilmiş olup Alman Franz Morell ve oğlu ile Erich Rasche tarafından geliştirilmiştir.

Ozon tedavisi, çeşitli rahatsızlıkların tedavisine destek tedavi olarak veya sağlıklı kişilerde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla kişinin dokularına (kan, barsak, cilt, eklem içi gibi) ozon (O3) gazı verilerek yapılan bir uygulamadır. Kendisinden görülen faydanın tespiti ile, uygulaması günümüzde çok yaygın hale gelen ozon tedavisi, pek çok sağlık sorununa şifa olmaktadır.

Ozon Tedavisi, kanser tedavisinde tamamlayıcı tedavi olarak uygulanmakta olup bu hususta fayda sağladığı çeşitli yayınlarda gösterilmiştir. Ozon Tedavisi ile sağlanan güçlü bağışıklık sistemi ve doku oksijenizasyonu, kanser hücrelerinin büyümesinin yavaşlamasını sağlayabildiği gibi bu tedavi ile metastas olasılığının düşürülmesi amaçlanır.

Frekansı Uygulaması ile sigara bırakma uygulamasında, kendisinin aksi yönünde elektromanyetik frekans verilerek etkilerinin yok edilmesi amaçlanan madde, nikotindir. Şöyle ki; nikotinin vücutta yaydığı frekansın aksi yönündeki frekans verilerek nikotinin etkileri nötrlenir yani nikotin vücut hafızasından silinmiş olur.