Selülit Uygulamaları
SELÜLİTLERE DİKKAT !
Selülit ilk olarak 1920 yılında Fransız Bilim insanları Alquier ve Paviot tarafından “Su metabolizması bozukluğunun sebep olduğu mezenkimal dokunun distrofisi olarak tanımlamıştır. Selülit bir hastalık olmamakla beraber sosyal, estetik ve psikolojik sonuçları olan inflamatuvar olmayan bir durum olarak kabul edilir. Ciltte oluşan kötü görüntü sebebi ile rahatsızlık duyulur. 2012 yılında dünyada 25- 65 yaş arası 1,4 milyar kadının yüzde 85’inde selülit vardı ve bu kadınların yüzde sekseni selülitleri mücadele ediyordu. Selülit hastalarında yapılan manyetik rezonans görüntüleme ile selülit çöküntülerinin cilt altı sertleşmiş bantların bulunması ve kalınlaşmış olduğu görülebilir. Genellikle ayakta durulduğunda, çimdiklemek ya da kas kasılması ile bantlar üzerindeki gerilim ile birlikte görünürlük artarken yatar pozisyonda gerilim en aza indiğinden çökme görüntüsü ortadan kalkabilmektedir. Selülit değerlendirilmesinde çöküntülerin sayısı, derinliği, cildin bütünsel görünümü, cilt gerginliği gibi kriterle rol oynar.
SELÜLİTTEN NASIL KORUNURUZ?
Yüksek topuklar, uzun süre hareketsiz oturmak, aşırı kafein tüketimi dokuların su metabolizmasında problemlere sebep olabilmektedir. Cilt altındaki yağ miktarı arttıkça selülit görüntüsü daha da artacaktır. Ancak yağ dokusu selülitin oluşmasında etken değildir. Kadınlık hormonlarının etkisi vücuttaki yağ dağılımı üzerine olan etkilerinden dolayı kaynaklanır.
SELÜLİT NEDEN OLUŞUR?
Yüksek kalorili besinler, hormonal eksikler ve egzersiz yetersizliği selülite neden olmaktadır. Selülit görünümü dolaşım bozukluğu ve deri altındaki dokuların yapısının bozulması ile ortaya çıkar. Cilt altındaki sıvı akışı engellenerek yağ hücrelerinin büyümesine neden olur.
Boyut olarak büyüyen yağ hücreleri bağ dokusuna baskı uygulayarak cildi aşağı çeker. Bu şekilde portakal kabuğu görünümü ortaya çıkar. Selülit görünümünü ortadan kaldırmak için birçok tedavi yöntemi mevcuttur. Şimdi gelelim asıl konumuza selülitte tedavi. Selülit tedavisinde çeşitli teoriler ve yöntemler mevcut olmakla beraber pek çok yöntemin amacı cildi sıkılaştırarak selülit görünümünü düzeltmeye yönelik olmaktadır. Sadece selülitin görünürlüğünü azaltır.
SELÜLİT VE BÖLGESEL ZAYILAMA TEDAVİLERİ
Selülit tedavisinde birçok alternatif uygulama mevcuttur. Kliniğimizde uygulanan işlemler ozon lipoliz, mezoterapi ve endermolojidir. Hastanın doku muayenesi ile en uygun tedavi uygulanmaya başlanır.
Birçok kişinin korkulu rüyası olan selülitler içinde bir ışık olan ozon lipoliz selülit olan alana enjekte edilerek yağ yakımını hızlandırır ve sıkılaşma sağlar. Hücrelerin oksijenizasyonunu arttırarak dokularda oksijen düzeyini artırır. Kişiye özel dozda ve teknikte uygulanan bu işlem ile hem selülit tedavisi hem de bölgesel zayıflama işlemi gerçekleşir. Hastaya verilen özel bir diyet sonrası ozon lipoliz işlemi 3 seans uygulanmaktadır. Selülit ve bölgesel zayıflama işlemi için uygulanan bir diğer yöntem ise mezoterapi uygulamasıdır. Uygulama bölgesinde etki oluşturacak vitamin, mineral, amino asit ve dolaşım düzenleyicilerden oluşan bu karışım ile karın, bacak ve kollarda selülit, bölgesel zayıflama ve çatlak tedavisinde güvenle uygulanmaktadır. Mezoterapi tedavisinin seans sayısı kişinin doku durumu ve selülitin hangi düzeyde olduğuna göre değişebilir. Genellikle 4-6 seansta yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır.
Bir diğer uygulama olan endermoloji tekniği cilt üzerine masaj yapar ve emme etkisi yaratarak dokunun hareketlenmesini sağlar. 1998 yılında selülit tedavisi için FDA tarafından onaylanan endermoloji cihazı selülit ve bölgesel zayıflama tedavilerinde en etkili yöntemlerden biridir.
Endermoloji ile farklı doku katmanlarına masaj yapılarak dokunun esnemesi sağlanır. Bu masaj ile cilt altındaki kan dolaşımında düzelme ve lenfatik dolaşımın normale dönmesi sağlanır. Kişinin doku muayenesi sonucunda planlanan tedavi protokolü ile sıkılaşma ve şekillendirmeye yönelik seans sayıları belirlenmektedir. Ortalama 12-15 seans uygulama yapılmaktadır.
SELÜLİTLERDEN KURTULMAK HİÇ BU KADAR KOLAY OLMAMIŞTI!
